
1991 Ceyhan doğumluyum. Üniversiteye kadar orada yaşadım. İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü birinci sınıf öğrencisiyim. Eurosport’ta staj yapıyorum ve senin de bildiğin gibi Kadir Has’ta Spor İletişimi Sertifika Programı’ndayım :p
- Sporla olan ilişkin nasıl başladı peki.Daha önce yaptığın yada halen yapıyor olduğun sporlar var mı ?
Kendimi bildim bileli birçok spor dalını izlerim. Özellikle futbol ve Formula 1 izlemeye çok küçük yaşlarda başlamıştım abim ve kuzenimden dolayı. Üç yıldır da tenis oynuyorum.
- Etrafına sezdirdiğin havada azılı bir Galatasaray taraftarı olduğunu görüyoruz.Sen de aileden Galatasaraylı mısın yoksa seni bu takıma aşık eden bir çıkış noktası nedir yani Galatasaraylı olmanın hikayesi nedir ?
Azılı derken? :) Pek bi hikayesi yok, kendimi bildim bileli Galatasaraylıyım evet. Ama itiraf edeyim, bir ara babam evdeki tek Fenerbahçeli diye çok üzülmüştüm. Yalnız kalmasın diye Fenerli olmuştum ben de ama altı yaşımda falandım. Sonra baktım olmuyo böyle, aklım diğer tarafta, babamı tekrar yalnız bırakıp Galatasaray’a döndüm :)
- Okul hayatında başarılı bir öğrenci misindir? Okuduğun bölümü severek mi okuyorsun ?
Çok parlak bir öğrenci olduğum söylenemez. Her ne kadar ara ara bırakmayı düşünsem de bölümümü kısmen seviyorum ama, sözel derslerin ağırlıkta olması beni zorluyor. Sanırım sayısal konularda biraz daha iyiyim. Onun dışında sürekli projelerle uğraşmak yorucu olsa da çok eğlenceli.
- Adana senin için ne ifade ediyor ?
Yuva. Çok büyük bir parçam orda kaldı. Bu yüzden ondan asla kopmayacağım.
- Peki İstanbul?
İstanbul tutku demek! Lisenin başından beri bir İstanbul aşkı almış gidiyordu başını, “Yakışmaz mı İstanbul bize” diye şarkılar söylüyordum ortada :) Sonunda kavuştuk birbirimize ve benim onu bırakmaya hiç niyetim yok.
- İstanbul’da senin için özel yerler nereler, nereler de olmaktan keyif alıyorsun ?
En özel yer Galatasaray Lisesi yanındaki Ara Cafe’dir benim için. Kendimi inanılmaz kötü de hissetsem, eve kapanmak da istesem aklıma orası geldiği anda hiçbir güç tutamaz beni. Sıcak kakaosu hemen kendime getirir. Onun dışında Bebek’i çok seviyorum. Bir zamanlar Spor İletişim yokken haftasonları kahvaltıları orada yapardım genelde.
- Gelelim Harry Kewell, Ufuk Ceylan ve Gerard Pique konusuna J Sözü sana bırakıyorum.
Çok ağır bir konuya geldik tabii :) Biricik rockstar’ımız Guti’yi de unutmayalım bi de! :) Bu dört adam benim için, “iyi ki futbolu seviyormuşum” dedirten, kişilikleri, karizmaları ve oyunlarıyla çok sevdiğim insanlar. Hepsi sahadayken güven veriyorlar bana. (Ufuk dahil evet) Ayrıca hepsinin modayı yakından takip etmesi de süper!
- Shakira ne yapmış olabilir de Pique’nin kalbini çalmayı başarabilmiştir ?
İnan bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum! Günlerce 1.50’lik bir kadının 1.90’lık Pique’yi nasıl tavladığını düşündüm desem? Üstelik Shakira ondan on yaş büyük!
- Kadir Has Spor İletişiminde ki ortam beklediğin gibi mi yoksa daha farklı bir ortam mı hayal etmiştin ?
Aslında tahmin ettiğim ortam da tıpkı böyleydi. Herkes gayet iyi, esprili. Sadece her saniye futbol konuşulmazsa daha mutlu olacağım :)
- Hafta sonu tam uykunun en güzel olduğu saatlerde kalkıp eğitime gelmek zor geliyor mu ?
İşin aslı hafta sonları gelsin diye bekliyorum hep ama, yatma konusunda sıkıntılı bir insan olduğumdan sabahları gitmesem mi diye düşünmüyor değilim. Ama çok mecbur olmadıkça ekmiyorum dersleri..
- Özellikle derslerde kadın/bayan konusu açıldığında bir gerginlik oluyor. Nedir kadın ya da bayan denmesinde sizleri bu kadar rahatsız eden şey ?
Şöyle açıklayayım. Bayanın karşılığı baydır, kadının karşılığı ise erkek. Biz karşı cins için erkeği kullanıyorsak, onun tam karşılığı olan kadın demeliyiz bizler için de. Erkekten bahsederken de “bay” derseniz, belki bu kadar sorun etmeyiz de. Ama maalesef ülkemizde kadın kelimesi, cinsellik anlamında bazı yerlere çekildiği için bu ayrımcılık bizi iyice sinirlendiriyor.
- Şu ana kadar en sevdiğin ders ya da dersler hangileriydi ?
Bağış Abi’nin dersleri öğretici oluyor, onu seviyorum. Onun dışında Mehmet Demirkol’un hastası olduğunu belirtiyorum her seferinde, o da çok keyifliydi. Son olarak da bu haftalarda gördüğümüz Barış Kuyucu’nun dersleri çok eğlenceli ve öğretici geçiyor.
- Sınıf içerisinde dikkatini çeken isimler var mı ? Evet bunlar da iş var bunlar bir noktaya gelir kesinlikle dediklerin ?
Birisi dikkat çekmek mi dedi? Tabii ki Berk Üstün! Şaka bi yana, isim vermeye gerek yok, aramızda çok yetenekli ve bu işi gerçekten çok seven bir sürü insan var. Birçoğunun iyi yerlere geleceklerinden eminim.
- Tekrar spora dönersek. Futbolda geri pasın olduğu dönemler , Voleybolda servis geçmeli zamanların olduğu dönemler senin için neler ifade ediyor J ?
Evet bu konulardan çok muzdaribim, herkes çok üstüme geliyor :( Yetişemedim hiçbirine, yaşım tutmadı, ama araştırdım öğrendim! Şimdi yeni hedef olarak Batuhan’ı (Karcı) gösteriyorum bu arada, o benden iki yaş küçük biraz da onun üzerine gidin :)
- Eurosport stajı nasıl geçiyor , haber yazarken “bu haberi Kubilay da okuyacak şu –de –da lara dikkat edeyim” diyor musun ?
Eurosport inanılmaz eğlenceli, öğretici bir ortam benim için. Herkes o kadar iyi ki, başka bir yere gitsem kesinlikle bu kadar ilgilenmezlerdi eminim. Çok şey öğreniyorum oradakilerden. Ayrıca sadece Kubilay değil, emin ol –de/-da olayına ben de dahil bütün Eurosport ailesi takık durumdayız :) Buradan mesajı da verelim hatta; bağlaç olan –de’ler ayrı yazılır!
- Kendine örnek aldığın bir televizyoncu, gazeteci var mı?
“Ben büyüyünce Banu Yelkovan olcam” derim hep, yeterli mi J
- Bu sektörde ilgini çeken ne oldu peki bambaşka işler yapmak varken neden spor medyası ?
Aslında gerçekten bilmiyorum! Bu ilgimi duyan herkes önce bölümümle olan ilgisizliklerine takılıyor. Ama spor benim için gerçek bi tutku, keyif. Kariyerimle ilgili tek düşüncem medya da değil bu arada, bir şekilde sporun içinde yer alabileceğim her işi severek yaparım. (ne iş olsa yaparım gibi oldu ama aynen öyle!)
- Eğer önüne bir kanal ve bir program serbestliği verilseydi hangi kanalda nasıl bir formatta program yapmak isterdin ?
Kanal adı vermeyeyim, nolur nolmaz . Bilenler var mı bilmiyorum ama “kickette” tarzı bir şeyler hoş olurdu :) Blogumdaki gibi sporun magazin tarafına da kaymak hiç fena olmazdı.
- Blog yazarlığı da yapıyorsun aynı zamanda.Blogların spor medyasında hatırı sayılır bir yeri var-dı.Sanki şimdi eski enteresanlığını yitirdi gibi sen ne düşünüyorsun?
Çünkü çok fazla blog var ortada ve hepsi birbirinin aynısı. Herkes maç bitince yazsını yazıyor, transferleri değerlendiriyor. Ama aradan sıyrılanlara dikkat edersek, mutlaka farklı bir yorum var içlerinde, birisi genç futbolcu keşfetmeye çalışıyor, birisi biraz afacan bir dille yazıyor, birisi de futboldan farklı bir spor dalında eğlenceli yazarak dikkat çekiyor. Ben de kendi blogumda biraz magazin tarafına kayıyorum işin, çok okunayım diye bi hırsım yok ama yazarken çok eğleniyorum, okuyanlar da eğlensin istiyorum.
- Biraz spor dışı konulara geçersek, en son izlediğin film neydi ?
Filmler konusunda çok cahil bi insanım! İki saat aynı salonda durup aynı ekrana bakabilmek çok zor benim için, sıkılıyorum! O yüzden tam hatırlamıyorum ama Eat, Pray, Love idi sanırım.
- Türk dizileri ya da yabancı diziler arasında bir ayrımın var mı ? Özellikle takip ettiğin diziler ?
Hüzünden, kederden, ağlaklıklardan sıkılan her insan gibi Türk dizilerine pek takılmıyorum ama bir Muhteşem Yüzyıl var yani :) Onun dışında vakit buldukça Gossip Girl ve How I Met Your Mother izliyorum.
- Kitap okumanın hayatındaki yeri nedir ?
Geçen yıla kadar 600 sayfalık kitapları iki gecede bitirecek kadar kitap kurduydum ama, son zamanlarda hem zamansızlık, hem de internette fazla vakit geçirmenin etkisiyle sanırım, çok seyrek kitap okuyorum.
- Twitter senin için ne ifade ediyor ?
İnanılmaz çok şey öğrendiğim eğlenceli bi’ ortam! Ve çok ilginçtir ki bana şahane arkadaşlar da kattı..
- Tek kelimeyle cevap vermen gerekirse ;
- Mail Grubu : Yoğun!
- Blackberry : Yorucu.
- İTÜ : Akılalmaz
- Ceyhan : Yuva
- Trabzonspor : Serdar!
- Liverpool : Alone!
- Küçük Harfler : Cici blog!
- Shakira : Hobbit
- Adana Demirspor : Şırdan J
- iddaa : Başarısızlığım!
- Cristiano Ronaldo : İtici
- Wozniacki : Rüküş
2 yorum:
Tebrik ederim çok güzel olmuş :)
Ben abisiyim. Ona bildiği her şeyi ben öğrettim :)
Sevgili kardeşim, "de" eğer bağlaç olarak kullanılacaksa - (tire) ile gösteremezsin. tire ile gösterdiğin zaman o ek olan de anlamına gelir.
Sevgiler,
abin :)
Yorum Gönder